February 7, 2013

Bir yengeç insanının duygularıyla oynanmaması gerektiğini anlatamadım galiba size. Görmüyor musunuz sinirlendiğimde etrafımdaki herkesi kaçırabileceğimi, gerinip gerinip kendimi fırlatabileceğimi. Lafımı ciddiye alıp bir sonraki toplantımıza hazırlıklı gelirseniz sevinirim. Aksi halde olacaklardan sorumlu olmayacağımı bilmenizi isterim.
By: Caro Ma
Posted in art in other way, Artists, life's what you make it, think of art |
Leave a Comment »
February 6, 2013


Bir çığlık atsam karşıki dağlar yıkılır.
Posted in bebe |
Leave a Comment »
February 5, 2013

Ben New York’a gidip Gogol Bordello’nun peşine düşeli kaç sene oldu? Onlar Madonna’yla sahneye çıkalı ne değişti? Yeni bir eğlence çıkmıştı, bitti mi? Sanırım bitti, insan acı çektirmeyen şarkıları çabuk unutuyor.
Posted in life's what you make it |
Leave a Comment »
February 4, 2013

Elbette her düşüşün bir çıkışı olacaktır. Yere değdiğimizde kendimizi ne kadar hızlı fırlatacağımız bizim elimizdedir. Di mi ya, hay aklınla bin yaşa. Evet konuşacak kimsem yok şu anda.
Posted in life's what you make it |
Leave a Comment »
February 4, 2013

Black is the color of my true coffe…
Posted in life's what you make it |
Leave a Comment »
February 4, 2013

Bunları Nick Drake dinleyerek okuyun. Hayatın tam ortasında durun ve önce sağınıza, sonra solunuza dokunun. Bir bilmece içinde olduğunuzu düşünüyorsanız doğru yerleri ellediniz demektir. Ama başa sarmak için geç kaldığınızı düşünüyorsanız yanlış yaptınız demektir, hemen zıplamaya başlayın. Şimdi problemimizi çözeceğiz.
Önce bir düşünün. Hayatını diğerleri nasıl istiyorsa öyle yaşayanlardan mısınız? Yani başkaları ne düşünürlerle vakit harcayanlardan? Evine alacağı hayvana karışanlara bile kafa sallayanlar, işe erken gideceği için film seyredemeyenlerdensiniz muhtemelen. Bütün fikirlerinizi bir torbaya doldurup sallasalar, midenizi ağzınıza getirseler bile efendilik yapacaksınız değil mi? Değil! Bence bundan sonra, gölgesinde durduğunuz ağacın altından çıkıp; dolu, yağmur ne varsa tutulmanın vaktidir. Önündeki çerçeveyi yani manzarayı değiştiremedikten sonra o yağmurdan kurtulmanın anlamı nedir ki? Hem yağmur en fazla ne kadar canınızı acıtabilir? Çıkıyorum ben, isteyen gelsin peşimden.

Posted in life's what you make it |
Leave a Comment »